Hayatı Yenile..
Vücuttaki hücreler genel olarak; oluşma-büyüme-olgunlaşma ve ölme şeklinde bir hayat döngüsüne sahiptir. Saç tellerinde ise bu yaşamsal döngü; büyüme-dinlenme ve dökülme dönemlerinden oluşmaktadır. Ortalama olarak her gün 100-150 adet saç teli dökülür ve yeni saç telleri çıkar. Saç kökleri sağlıklı bir şekilde görevlerine devam ettikleri sürece dökülen saç tellerinin yerine defalarca yeni saç telleri çıkacaktır. Kadınlarda da erkeklerde de saç dökülmesi ve yeniden çıkması arasında böyle bir uyum mevcuttur. Bu tamamen doğal olarak kabul edilen bir saç yenilenme sürecidir. Ne zaman ki saçın bu dökülme ve çıkma süreci arasında bir dengesizlik olur; o zaman ilk önce saç seyrekleşmesi ve sonrasında da kellik ortaya çıkar. Bu nedenle bu dökülme-yeniden çıkma dengesini nelerin veya hangi etkenlerin bozduğunu bilmek çok önemlidir.
Ani ve şiddetli Stres, psikolojik rahatsızlık: Bu tür saç dökülmelerinde stres faktörü ortadan kaldırılabilir ise saç telleri yeniden kendiliğinden çıkma olasılığına sahiptir ama bu olasılık çok düşüktür.
• Kronik organ rahatsızlıkları, bağ dokusu hastalıkları
• Beslenme yetersizlikleri
• İlaç kullanımı
• Fiziksel travma
• Hormon dengesizlikleri
• Sadece saç tellerini etkilediği düşünülen oto-immun-psikolojik rahatsızlıklar (alopesi areata vb.)
• Kimyasal maddeler, kemoterapi, radyoterapi sonrası oluşan saç dökülmeleri
• Saçlı derinin yara ve enfeksiyonları
• Androjenik-Genetik (erkek tipi-erkeksi--androgenetik) saç dökülmesi
Erkek tipi olarak adlandırılan saç dökülmesi hem erkeklerde hem kadınlarda görülen en yaygın sürekli saç kaybı biçimidir. Daha Anne karnındayken genetik olarak hassas kişilerde erkeklik hormonuna (dihidrotestosteron-DHT) karşı saç kökleri aşırı duyarlı hale gelebilir ve saç kökü faaliyeti giderek azalır sonrasında da durur. Bu durum ilk önce saç telinin zayıflaması, renginin açılması şeklinde karşımıza çıkar, daha sonra seyrelme başlar ve nihayetinde kalıcı saçsızlık ortaya çıkar. Genetik nedenli androjen duyarlılığı saçlı bölgenin her yer yerinde etkili değildir. İki kulak arasındaki saç kısmı “kalıcı saç” olarak tanımlanır, bu saç foliküllerinin DHT’ye karşı genetik nedenli bir duyarlılığı yoktur ve varlıklarını yaşam boyunca sürdürürler. Bu nedenle hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, tüm saç ekimleri sırasında buradaki kalıcı kökler kullanılarak ekilen saçların dökülme sorunu da giderilmiş olur.
Erkek tipi saç dökülmesi, kadınlardaki saç dökülmelerinin de en sık nedenidir.
Bir babanın saçının olmaması çocuğunda da mutlaka saç kaybı yaşanacağı anlamına gelmemelidir çünkü genetik haritayı sadece babadan gelen genler değil aynı zamanda anneden gelen genler de etkilemektedir. Bu nedenle saçsız bir babanın çocuğu ömrü boyunca saç dökülmesi sorunu yaşamayabilir.
Saç tellerinin uzamasını olumlu olarak etkileyen lazer uygulamaları, kan dolaşımını arttıran losyonlar ve bazı ilaçlar mevcut olmakla birlikte kalıcı ve doğal sonuç açısından en etkili yöntem saç naklidir. Lazer ve ilaç kullanımı saç naklinden sonra sonucu hızlandırmak açısından yardımcı uygulamalar olarak değerlendirilmektedir.
Son yıllarda saç klonlanması (çoğaltılması) için yoğun çalışma yapılmakta ve gelişmeler elde edilmektedir. Çok yakın bir gelecekte bu yöntemle de saçsızlığın çözülebileceği mümkün görünmektedir.
FUT “Follicular Unit Transplantation” saç nakli metodunda; ense bölgesindeki saç kökleri dökülmüs alana nakledilir, kıl kökleri (greftler) hastanın kulakları arasındaki saç çemberi denilen kalıcı saç kısmından alınır. Bu yöntemde kulaklar arasındaki saçlı bölge traş edilir. Lokal anestezi ile uyuşturma sağlandıktan sonra üzerinde saç tellerinin bulunduğu bir deri şeridi çıkarılır ve dikiş uygulanır. (Bu dikiş bölgesinde yaklaşık 1 mm genişliğinde, 10 cm uzunluğunda ince bir çizgi kalır. Bu çizgi zaten saçlar tarafından gizlenir. Eğer saç herhangi bir nedenle kazıtılırsa o zaman bu ince çizgi görünebilir.)
Alınmış olan deri üzerindeki saç telleri mikroskop veya mercek altında tek tek ayrılır ve özel bir solüsyonda bekletilir. Daha sonra saç tellerinin ekileceği yerlere oldukça küçük çizikler yapılır ve bu saçlar bu çiziklere yerleştirilir. Ekim yapılacak olan bu çizikler ne kadar özenli açılırsa sonuç o kadar güzel olacaktır. Bu çiziklerin büyük olması nokta nokta iz bırakacaktır, küçük olması ise sivilce gibi çıkıntıya neden olacaktır. Saç ekiminin her hamlesi kesinlikle deneyim ve özen istemektedir. Yapılan her işlem bire bir sonucu etkiler. Bu çizikler önceleri lazer ile oluşturulmaktaydı fakat Lazerle de bu işlem yapılabilirse de lazersiz uygulamaların sonuçlarının daha iyi ve doğal olduğunun anlaşılması üzerine (çünkü lazer saç kökünün yerleştirileceği deliği yakarak oluşturmaktadır bu da iyileşmeyi geciktirmektedir) günümüzde artık lazerle saç ekimi uygulanmamaktadır. Sadece düşük yoğunlukta farklı lazer uygulamaları ile ekim sonrası saç bakımı yapılmaktadır. FUT metodunda, hastanın saç ihtiyacına ve sağlıklı saç olan kesimde bulunan saç köklerinin (greft) miktarına ve yoğunluğuna göre saç ekimi planlanmaktadır.
Bazı durumlarda bu yönteme FUE ( Follicular Unit Extraction) yöntemi de eklenerek sonuç daha da doğal bir duruma getirilebilmektedir.
2000’li yılların hemen öncesinde tanımlanan bu yöntemin avantajları şunlardır:
• Özel tasarlanmış mikro iğnelerle mikroskop altında sadece kıl foliküler üniteleri çıkarılır.
• Kıl folikülünü yerleştirmek için açılan delikler klasik saç ekimi işlemlerine göre daha küçüktür.
• Saçlar daha sık ekilebilir ( santimetrekareye 30-50 saç kılı).
• Kıl folikülleri sadece başın arka kısmından değil vücudun ve başın her yerinden alınabilir.
• Herhangi bir kesi ve dikiş yoktur.
• Çok fazla sayıda saç kökünün gerektiği durumlarda günaşırı ekim seansları yapılabilir.
• Ekim sonrası klasik tekniklere göre daha yoğun ve estetik görünür.
• Dezavantajı ise klasik tekniklere göre seansların daha uzun sürmesidir.
FUE saç ekim metodunda, vücudun her yerinden saç teli kökü almak mümkündür. Fue metodunun bir diğer avantajı da, deri parçasının çıkarılmak zorunda olmaması ve kök hücrelerinin üzerinde birebir uygulama yapılabilmesidir. Fue saç ekim metodunda lokal anestezi ile kaynak olarak belirlenen yerler uyuşturulur. Uyuşturulma gerçekleştikten sonra saç kökleri, ucu 1 mm. den biraz daha küçük bir alet yardımıyla teker teker ayrıştırılır. Ayrıştırılan saç kökleri özel bir sıvı içerisinde bekletilerek saç ekimi başlayana kadar sağlıklı kalmaları sağlanır. Alım işlemi tamamlandıktan sonra, saç ekimi gerçekleştirilecek alanda, fut metodunda da olduğu gibi önce lokal anestezi ile uyuşturma yapılır, sonra da çizik şeklinde belli belirsiz yerler oluşturulur ve saç kökleri bu çiziklere tek tek nakledilir.
Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın saç nakli sırasında uygulanan özen, ekibin tecrübesi, ortamın hijyeni ve genel tababet ve etik kurallara uyulması son derece önemlidir. Güven önemlidir çünkü sonuç birebir yapılan işlem sonrasında kendisini göstereceğinden kişiler, kendilerini emanet edecekleri ekibin meslek kurallarına saygılı olduklarını ve dürüst çalıştıklarını bilmek zorundadırlar. Bu nedenle bu tür işlemler estetik plastik cerrahlar gibi bu konunun uzmanları tarafından planlanmalı ve hastane ortamında işlem yapılmalıdır. Gerçek dışı beklenti ve fiyatlandırmalara temkinli yaklaşılmalıdır.
Doğal ve başarılı bir sonuç için; gelişmiş teknoloji, Plastik cerrah önderliğinde uzman ve sadece saç nakli konusunda eğitim almış yardımcılardan oluşan bir ekip, hastane koşullarında yapılan steril işlemler şarttır. Saç kökü alınırken saçsız alana nakledilirken ve bekletilirken yapılabilecek en küçük özensiz yaklaşım sonucu etkileyecektir. Örneğin; saç kökü alınırken kökün hasarlanması yaşamasını engelleyeceği gibi, saç kökünün yerleştirileceği çiziklerin açılış sıklığı, derinliği ve yönü sonucun doğallığını aynı derecede etkileyecektir. Bunlar gereği gibi yapılmazsa doğallıktan uzaklaşılır ve yapay bir saç şekli ortaya çıkar. Tam tersi; özen gösterildiğinde saç nakli yapıldığı çok zor anlaşılmaktadır. Aynı şekilde saç kökünün mikro cerrahi aletleriyle tutulması sırasında fazla sıkıştırılması bu saç kökünün yaşama şansını düşürür. Özet olarak; yapılan her hamlenin kalıcı sonuca ve doğal görünüme çok büyük etkisi olmaktadır. Saç nakli sırasında gösterilecek özen en az; ekilen kök sayısı kadar önemlidir. Özenle nakledilen 4000 saç kökünün Tama yakın kısmı yaşayabilirken, özensiz ekilen 5000 saç kökünde 100 saç kökünü bile yaşayamayabilir.